Fetihtepe Halkı Herkesi Dayanışmaya Çağırıyor!
Okmeydanı Fetihtepe Mahallesi. Kentsel dönüşüm adı altında ranta açılmaya çalışılan İstanbul’un yüzlerce yoksul mahallesinden birisi. Fetihtepe halkı, haklarının güvenceye alındığı bir sözleşme olmadan uygulanmaya çalışılan plana karşı çıkıyor. Biliyorlar ki belediyenin sözle vaadlerine inanırlarsa sonları Sulukule, Fikirtepe sakinleri ile aynı olacak. Kent merkezinin soylulaşması, boşaltılan alanların ranta açılması için yıllardır yaşadıkları yerlerden kovulacaklar. Yeni bir ev, iş ve yaşam kurmak için mücadeleye sıfırdan başlayacaklar.
Fetihtepe halkının aylardır süren aktif mücadelesi 7 Haziran’da belediye çalışanlarının yüzlerce polisle mahalleyi işgal etmeleri ile bütün Türkiye’nin gündemine oturdu. Mahalle sakinleri polis tarafından darp edildi, gözaltına alındı ve birçok evin elektriği suyu kesildi.
İlk günlerde yaşananlara büyük tepkiler gelse de şu an hala aktif olarak mücadele eden mahalleli yaşadıklarının unutulmasından korkuyor. Zira birkaç gün sonra insanların gündemi yavaş yavaş değişmeye başladığında ilk günlerde yardıma gelen kurumlar yardımlarını kesmişler. Bunların en başında da İBB geliyor. İBB’nin altını özellikle biz de çizmek istiyoruz. Çünkü hem İBB başkanı İstanbul’un ranta açılmasının ne kadar kötü sonuçlar doğurduğunu kabul ediyor, hem de İBB’nin mahalleye sunduğu yardımlar (su, mobil büfe vs.) mahalleli için hayati öneme sahip. Fakat aşağıda da okuyacağınız gibi İBB yardımlarını birkaç gün sonra açıklama yapmadan kesmiş ve mahalleliyi Beyoğlu Belediyesi’nin insafına bırakmış durumda.
Laborans Kolektif’i olarak ilk günden bu yana mahalle sakinleri tarafından açılan twitter adresi “Okmeydanı Fetihtepe Direniyor ( @okmeydanietiht)” adresinden gelen mesajları, dayanışma çağrılarını yaygınlaştırmaya çalıştık. Yine bu twitter adresi üzerinden bağ kurduğumuz 3 mahalleli ile röportaj yaparak seslerinin daha çok çıkmasına bir nebze de olsa katkı sunmak istiyoruz.
Röportajı Okmeydanı’nda yıllardır aktif mücadele veren Hasan Karayiğit ve 1967’den beri mahallede yaşayan ama isimlerinin açıkça yazılmasını istemedikleri için röportajda Ali amca ve Fatma teyze diye yazdığımız çift ile yaptık.
SORULAR:
1-)Fetihtepe’de yaşananları genel olarak bize anlatır mısınız? Süreç buraya nasıl geldi?
Hasan Karayiğit: Kentsel dönüşüm, sadece Fetihtepe Mahallesi değil bütün Okmeydanı için yıllardır konu olan bir başlık. Ben, çocukluğumdan beri yani yaklaşık 30 yıldır kentsel dönüşümü duyuyorum, fakat daha önce harekete geçilmemişti. Harekete geçilen ilk yer de Bilal Erdoğan’ın başında olduğu vakıflar ve Belediye’nin yaptığı “Okçular Tekkesi” inşaat alanıydı. Buradan biraz uzaklıkta olan ve Kulaksız tarafında kalan bir top sahasını Okçular Tekkesi yaptılar. O dönem de epey mağduriyet yaratıldı fakat bugün olduğu kadar gündem olmadı. Okmeydanı’nda ilk kentsel dönüşüm hamlesi böyle başladı diyebiliriz. O tarihlerde Okçular Tekkesi’ni kentsel dönüşüm altında inşa ederlerken Okmeydanı halkına “Buraya spor tesisleri yapıyoruz. Bütün mahallenin yararlanacağı tesisler olacak.” Dediler. Tabi ki de öyle olmadı. Hatta Okçular Tekkesi açılışında Bilal Erdoğan ve şu an Beyoğlu Belediye Başkanı olan Haydar Ali Yıldız’ın bir konuşması gündem oldu[1]. Haydar Ali Yıldız önündeki mikrofonun açık olduğunu fark etmeden Bilal Erdoğan’a kentsel dönüşümü kast ederek “bize de bir şeyler kalırsa…” gibi cümleler kuruyor. Kentsel dönüşümün bir rant aracı olduğunu çok net ortaya koyan bir videoydu. İlerleyen zamanlarda Okçular Tekkesi’nin de mahalleli için değil iktidar için açıldığını anladık.
Kentsel Dönüşüm’ün Fetihtepe Mahallesi’ne gelişi de bu süreçten sonra oldu. İlk planlar bir önceki AKP’li belediye başkanı Ahmet Misbah Demircan döneminde yapıldı. Mahalleye özel hazırlanan ilk iki plana itiraz edildi. Çünkü sizi borçlandırmayacağız,evinize karşı ev vereceğiz vaatleri vardı fakat planlarda halkın yararına pek bir şey yoktu. Vaatler çok havada kalıyordu. Planlarda mahalleliyi koruyan bir hukuksal durum yok, sözleşme yok. Yarın sözlerinden vazgeçip mahallelinin evlerini alsalar itiraz edemeyeceğimiz şekilde yapılmış.
İkinci plana itirazlar ile kentsel dönüşüm gündemi mahallenin gündemine iyice oturdu ve ilk eylemler bundan yaklaşık 6-7 ay önce başladı. Ayrıca Fetihtepe 3550 Ada Hak Sahipleri Yardımlaşma ve Daynışma Derneği kuruldu ve mahalle sakinleri bu dernekte örgütlenmeye başladı. Buna paralel Avukat Onur Cingil ile irtibat kuruldu ve hukuki süreç başlatıldı. Fakat hukuki süreçte neredeyse hiçbir gelişme olmadı. Hukuki süreç ilerletilmeye çalışılırken belediye sürekli tebligat gönderdi ve mahallede oturan AKP’li belediye meclis üyesi üzerinden mahalleli örgütlenmeye çalışıldı. Belediye meclis üyesi saçma bir sözleşme kağıdına imza toplamaya çalıştı fakat başarılı olamadı. Mahallenin çok büyük bir çoğunluğu AKP vermiş olmasına rağmen AKP’li meclis üyesinin girişimleri başarısız oldu.
Başarısızlığın ardından ise belediye çalışanları çevik kuvvetle bir anda mahalleye çıkartma yaptı ve elektrik, su kesimine başladılar. Bu andan itibaren de aslında herkesin takip ettiği süreç başlamış oldu. 7 Haziran’dan bu yana elektrik ve su yok, bu sabah ise (23 Haziran) internet kesimi için Türk Telekom ekipleri geldi. Yani şu an elektrik, su ve internet gibi temel ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz. Buna rağmen mahalleli mahallesini terk etmiyor, aksine ilk günkü gibi tepkilerini sürdürüyorlar.
Ali Amca: Bu mahalle eskiden gecekondu mahallesiydi ve su elektrik yoktu. Biz bu mahalleyi bu hale getirdik. Su, yol ve elektrik getirdik. Mahalleyi yine eski haline getiriyorlar, bize zulüm ediyorlar. Biz kentsel dönüşüme karşı değiliz ama karşılıklı anlaşma olsun istiyoruz. Karşımızda muhatap olsun istiyoruz. Güç, kuvvet kullanarak zorbalık yaparak elektrik ve suyumuzu kesiyorlar, tek ben değil birçok insana bunu yaptılar mahallede. Biz anlaşmaya hazırız fakat haksız, hukuksuz şekilde, anlaşmak yerine zor kullanıyorlar. Bizim için bu durum eziyettir. Bizim elimizde bir şey yok, yıllarca çalıştım ve emekliyim. Hakkımı vermeden nereye gidebilirim? Neyle yaşayabilirim?
2-)Polis ve zabıta ekipleri Fetihtepe mahallesine ilk geldiğinde kamuoyunda yoğun bir ilgi ve tepki vardı. Bununla beraber İBB ekipleri de kendi mobil araçlarını getirerek mahalleli ile dayanışma içerisinde olduğunu belirtti. Fakat zaman geçtikçe ve görece ilgi azaldıkça başta İBB olmak üzere bazı kurumların da mahalleden çekildiğine dair haberler almaya başladık. Buna dair ne söylemek istersiniz? Şuan mahallede genel olarak son durum nedir?
Hasan Karayiğit: İlk günlerde İBB dayanışma için mahalleye geldi evet. Su tankeri, mobil büfe gibi araçlar getirdi. Fakat bu “dayanışma” sadece birkaç gün sürdü ve İBB hiçbir açıklama yapmadan bir anda mahalleye yardımlarını kesti. Bu da insanların moralini bozdu açıkçası. Çünkü mahalledeki insanlar yoksul insanlar, çoğu geçinmek için gündelik işlere gidiyorlar. Doğal olarak direnme güçleri belli ve bu noktada dışarıdan dayanışma önemli.
Kesilen yardımlar sadece mobil araçlar değil. Mahallenin hemen yanında İBB’ye ait olan bir spor tesisinde insanlar duş alıyorlardı. Birkaç gün sonra “burada duş alamazsınız” diyerek bu imkan da mahallenin elinden aldı İBB. Bunların hepsini yaparken de bir açıklama yapma gereği duymadı.
Bunun yanında mahalle, sosyalist ve demokratik kurumlar da ilk günden itibaren dayanışma çağrısı yaptı ve katkı sundu. İlk günden bu yana mahalle gençleri olarak bir dayanışma ağı kurduk, Ben Türkiye İşçi Parti’liyim, TİP ve çeşitli partiler/kurumlar da dayanışmak için emek verdiler. Ayrıca dayanışma çağrımızı sosyal medyadan yaygınlaştırmak için Laborans gibi sitelere, birçok gazeteciye ve sosyal medya sayfasına mesajlar attık. Burada da Türkiye’nin her yerinden dayanışma çağrımıza cevap gelmesini amaçlıyoruz. Tabii bu çağrıya cevap veren insanlar da yoksul insanlar, verebildiklerinin sınırları var.
Bunların yanında mahallede hala suyu, elektiriği kesilmeyenler var. Bunlar da komşularına yardım ediyorlar, bu da çok önemli insanların hayatlarını devam ettirebilmesi için. Bu süreci böyle atlatmaya çalışıyoruz. Anlattığım durumlardan da kaynaklı mahallelinin morali biraz bozulmuş olsa da mücadele etmeye devam ediyorlar. “Bizim kaybedecek bir şeyimiz yok, buradan çıksak da başka bir yerde kiracı olacak imkanım yok.” diyorlar ve mücadele etmeye devam ediyorlar. Şu an bütün mahallede ya onlar geri çekilecek ya da dozerler bizi ezip geçecek duygusu hakim diyebilirim.
Ali Amca: Şu an bana bir yardım eden yok. Ben emekli maaşımla geçinmeye çalışıyorum. Şimdi de yıllardır da bir kuruş yardım eden olmadı. Kendi kendime geçinmeye, direnmeye çalışıyorum.
3-) 2-3 günde bir sosyal medyada mahallenin yaptığı eylemleri görüyoruz. Direniş aktif olarak devam ediyor, ileriye dair planlar nedir? İlerleyen bir hukuki süreç var mı?
Hasan Karayiğit: Elektrik ve su kesilmesi gibi konularda hemen karşı davalar açtık fakat davalar bir bir geri gönderiliyor. Bu yüzden hala kesintiler devam ediyor. Aynı zamanda dernek üzerinden belediye ile görüşmeler de devam ediyor. Belediyenin bazı konularda geri adım attığı söyleniyor. Fakat bu geri adım söylemde kalmış durumda şu an. Herhangi bir yazılı durum yok. Mahalleli de buna güvenmediği için noter huzurunda bir belge istiyor. Sözleşmeden geri adımlar atıldığını resmileştirmek istiyor. Bu hukuki süreci vs. avukat Onur Cingil yönetiyor, daha fazla avukat desteği almak bizim için tabii ki önemli. Buradan da çağrı yapmış olayım, dışarıdan destek vermek isteyen avukatlar, avukat Onur Cingil ile irtibat kurabilirler. Bu sürecin yanında biz dayanışma çağrısını da büyütmeye çalışıyoruz. Halkın direnebilmesi için bu çağrının sürekli ve daha da büyük yapılması gerekiyor.
Emekten ve alın terinden yana olan herkes bu emekçi halkın yanında durmalı. Kendisine sosyal demokrat diyen belediyeyi gördük, iki gün sonra Beyoğlu belediyesinin insafına bıraktı halkı. Bu halkla dayanışma içerisinde olacak olanlar yine biz sosyalistler, devrimcileriz. Bu halkın yanında başka kimse olmayacaktır. Son olarak her ne kadar 80’lerden sonra daha fazla sağa kayan bir mahalle olsa da Fetihtepe Mahallesi’nin (bütün Okmeydanı gibi) kuruluşunda devrimciler vardı, yoksul halkla beraber mücadele ettiler. Yıllar sonra yine devrimciler bu mahallenin ranta kurban gitmesine izin vermemeli. Teşekkürler.
Fatma Teyze: Bu bir hak talebi. Bizim hakkımızı vermeden, çevik kuvveti arkasına alarak mahalleye geliyor. Biz böyle bir şey istemiyoruz, sürecin uyumlu geçmesini istiyoruz. Bütün sokağı polisle doldurdular. Direnenleri ters kelepçe ile aldılar. Burada kalp hastası bir çocuğa tekme attılar. Çocuk iki gün yerinden kalkamadı. Biz 1967’den beri buradayız. Vergimizi veriyoruz, elektrik, suyumuzu getirdik. Şimdi bizi zorla sürmeye çalışıyorlar.
Son olarak biz de bu devletin vatandaşıyız, devlet bizim devletimiz, devletin bize böyle yapması doğru mu? Biz anlıyoruz ki burayı satmışlar, binaları yapıp başkalarına verecekler. Bizi burada istemiyorlar.