Kapitalizm ve İşçi Göçü
Lenin'in bu yazısı, Pravda gazetesinin 29 Ekim 1913 tarihinde yayımlanan 22. sayısında yer almıştır ve V.I. mahlası ile kaleme alınmıştır. Yazıda Lenin işçi göçü meselesini küresel emperyalist-kapitalist sistemin dolayımında bir olgu olarak incelemiştir. Yazının ilk göze çarpan yanı kullanılan ampirik verilerin kapladığı alan olduğundan, yalnızca kısa nesnel bir tahlilmiş izlenimi verebilir. Ancak gerçekten okunduğunda, her bir paragrafın göçmen işçiler konusunda ve bu konunun dolayımında olduğu emperyalist dünya sistemi konusunda komünist siyasi duruşa işaret ettiği görülecektir. Bahsedilen komünist siyasal duruş en iyi ve en belirgin biçimde yazının son cümlesinde anlatılmıştır. Yazının, bu içeriği sebebiyle, geçtiğimiz aylarda çeşitli burjuva gerici (ve hatta açıkça faşist) siyasi örgütlenmelerin göçmen işçilere veya genel olarak göçmenlere dair yaydıkları söylevin karşısında işçi sınıfının siyasetinin bu konuda tarihsel olarak takındığı tavrın ne olduğunu ve konunun bağlamını nasıl bir yöntemle irdelediğini ortaya koymak için çevirilmesi gerektiğini düşündük. İyi okumalar.
Kapitalizm ulusların göçünün özel bir biçimine yol açmıştır. Hızla gelişen sınai ülkeler, geniş çaplı makineleşmeyi ortaya çıkararak ve geri kalmış ülkeleri dünya pazarından sürerek yurtta ücretleri ortalama oranın üzerine yükseltiyorlar ve böylece geri kalmış ülkelerden işçileri çekiyorlar.
Dolayısıyla yüz binlerce işçi, binlerce verst yol kat ediyor. Gelişmiş kapitalizm onları zorla kendi yörüngesine çekiyor, yaşadıkları taşralardan koparıyor, dünya-tarihsel harekete katıyor ve güçlü, birleşik, uluslarası bir fabrika sahipleri sınıfıyla karşı karşıya getiriyor.
Zorlu yoksulluğun tek başına insanları yerli oldukları toprakları terk etmeye mecbur bıraktığına ve kapitalistlerin göçmen işçileri en edepsiz biçimde sömürdüğüne şüphe yok. Fakat yalnız gericiler ulusların bu çağdaş göçünün ilerici önemine gözlerini yumabilir. Sermayenin boyunduruğundan kurtuluş, kapitalizmin daha ileri gelişimi ve bu gelişime dayanan sınıf mücadelesi olmadan imkansızdır. Ve kapitalizmin, yerel yaşamın köhnemiş alışkanlıklarını yıkarak, ulusal sınırları ve önyargıları yıkarak, Amerika’da, Almanya’da vs. tüm ülkelerden işçileri devasa fabrikalarda ve madenlerde birleştirerek bütün dünyanın emekçi halk kitlelerini içine çektiği mücadele budur.
Amerika işçi ithal eden ülkelerde başı çeker. Aşağıda Amerika için göç rakamlarını gösteriyor:
1821-30 |
99.000 |
1831-40 |
496.000 |
1841-50 |
1.597.000 |
1851-60 |
2.453.000 |
1861-70 |
2.064.000 |
1871-80 |
2.262.000 |
1881-90 |
4.722.000 |
1891-1900 |
3.703.000 |
1901-09 |
7.210.000 |
Amerika’ya göç edenlerin memleketlerindeki değişime dikkat etmek ilginçtir. 1880’e kadar sözümona eski göç, yani Büyük Britanya, Almanya, ve kısmen İsveç gibi eski medeni ülkelerden gelen göç, baskın gelmiştir. Hatta 1890’a kadar Büyük Britanya ve Almanya toplam göçmenlerin yarısından fazlasını sağlamıştır.
1880 sonrasında Doğu ve Güney Avrupa’dan, Avusturya, İtalya ve Rusya menşeli yeni göçte ani muazzam bir yükseliş olmuştur. Bu ülkelerden Birleşik Devletler’e göç eden insanların sayısı aşağıdaki gibidir:
1871-80 |
201.000 |
1881-90 |
927.000 |
1891-1900 |
1.847.000 |
1901-09 |
5.127.000 |
Geçen sene İngiltere’de ortaya çıkmış, oldukça aydınlatıcı bir kitap olan Göç ve Emek’in yazarı Hourwich, bazı ilginç gözlemlerde bulunuyor. Amerika’ya göç eden insanların sayısı özellikle 1905 devriminden sonra artmıştır (sırasıyla 1905-1.000.000; 1906-1.200.000; 1907-1.400.000; 1908 ve 1909-1.900.000). Rusya’da çeşitli grevlere katılmış olan işçiler Amerika’ya kitlesel grevin daha cüretkar ve daha agresif ruhunu tanıttılar.
Rusya giderek daha da geriye düşüyor, en iyi işçilerinin bazılarını yabancı ülkelere kaptırıyor; Amerika giderek daha da hızlı ilerliyor, tüm dünyanın emekçi nüfusunun en dinç ve sağlam kısımlarını alıyor.[1]
Birleşik Devletler’e az çok ayak uyduran Almanya, işçi ihraç eden bir ülkeden yabancı ülkelerden işçileri çeken bir ülkeye dönüşüyor. 1881-90 arası on yıl boyunca Almanya’dan Amerika’ya göç eden göçmenlerin sayısı 1.453.000 idi; fakat 1901-09 arası dokuz yıl boyunca 310.000’e düşmüştür. Bununla birlikte Almanya’daki yabancı işçilerin sayısı 1910-11’de 695.000 ve 1911-12’de 729.000 idi. Bu göçmenleri mesleklerine ve memleketlerine göre ayıracak olursak aşağıdaki tabloyu elde ederiz:
|
|
1911-12’de Almanya’da çalışan yabancı işçilerin sayısı (bin) |
|
|
Tarım |
Sanayi |
Toplam |
Rusya’dan |
274 |
34 |
308 |
Avusturya’dan |
101 |
162 |
263 |
Diğer ülkelerden |
22 |
135 |
157 |
Toplam |
397 |
331 |
728 |
[1] Amerika kıtasındaki Birleşik Devletler dışındaki diğer ülkeler de hızla ilerliyor. Geçtiğimiz sene yaklaşık 250.000 kadar göçmen Birleşik Devletlere girmişken; Brezilya’ya 170.000 ve Kanada’ya 200.000 üzerinde göçmen girmiştir, toplam sayı da geçtiğimiz yıl için yaklaşık 620.000 kadardır.